Gümüşhane İl Öğrenci Meclis Başkanı Ömer Yön'ün Ankara'da bulunduğu zaman zarfında kendisine yöneltilen "Gümüşhane nerede?" sorusu ile sarsıldığını ve Gümüşhane'nin tanınmadığının kendisini çok üzdüğünü söylemesi bu şehrin vizyonu ve misyonu açısından nerede olduğunun bence apaçık raporudur. Harita üzerinde bir küçücük Anadolu şehri hüviyetindeki Gümüşhane sanırım Osmanlı zamanından bu yana böylesi bir etiketi hak etmemişti. Osmanlının iki darphanesinden biri bu şehirde iken ve bir zaman bu şehir Trabzon İran arasında en işlek yol kavşağında iken şimdi bu şehrin yeterince reklâmının yapılamaması, yetiştirdiğimiz onca değerimize rağmen bu sorulara muhatap olunması sizleri bilmem ama beni çok ama çok yaraladı. Bu şehrin tanıtımı ve vizyonu için kendimizi parçalarken kimliğini başka illere taşıyanlar, çocuklarını eş ve dostlarını doğdukları bu şehirden mahrum edenler, Gümüşhaneli sanatçı, bürokrat ve akademisyenleri tanımayanlar, bu şehri hakir ve mahrum görenler öncelikle vicdanlarını sorgulamalıdırlar. Ben bu şehirde doğdum. Bu dağlar, bu yoksulluk benim kaderimdir demeyip doğdukları şehri terk edenler gittikleri diyarlarda buldukları kariyer, iş, aş ve zenginlik sonrası bu şehre küçücük bir lütufları bile bu şehri payidar etmeye yetecektir. Peki, iyi diyorsun da hocam ne yapabiliriz ki? Çok şey yaparız sevgili kardeşim. Türkiye ve dünyanın medya patronu Aydın Doğan senin bağrından çıktı. Mahmut Oltan Sungurlu gibi bir değerin var. Ankara'da Sinan Aygün gibi has bir Gümüşhaneli var. Orhan Yüce öte yanda. Osman Akgül, Ertuğrul Sağlam, Prof Dr Ayla San senin bağrından çıkmadı mı? Türkiye'nin en önemli şairi Nurettin Özdemir, taraflı tarafsız herkesin kabul ettiği bir değer Şinasi Özdenoğlu Gümüşhaneli değil mi? Düne kadar Gümüşhaneli olduğunu bile bilmediğimiz Merhum Dilaver Cebeci'ye ulaşmak için neden bu kadar bekledik. Şu anda birçok Gümüşhaneli sanatçı, bürokrat ve akademisyenle birebir görüşme fırsatı buluyorum hepsinin ortak derdi Gümüşhane'den muhatap bulamamak. Festivaller düzenliyoruz, kültürel ve müzikal etkinlikler yapıyoruz. Peki, kaç tane Gümüşhaneli sanatçıyı çağırdık. Bu şehre ait şarkı ve türküleri bile bir araya getirebildik mi? Televizyonda izledim Şiranlı Cenk Eren davet gelirse Gümüşhane'de seve seve konser veririm diyor. Radyomuz var, nerededir diye kaç Gümüşhaneli biliyor. Bu radyo yaşasın diye kaç reklâm verdik? Peki, Gümüşhaneli olarak bu radyoda kaç Gümüşhaneli sanatçıdan parça isteği yaptık? Geçen Torullular Gecesi var Atatürk Kültür Merkezi'nde. Sahnede Trabzon Taka Korosu, elimde kocaman bir davetiye, Urfa, Sivas, Orta Anadolu, Karadeniz parçaları ile dopdolu. Sonlara doğru bir Gümüşhane parçası var elimdeki davetiyede. Ve ben koronun tüm parçalarını dinledim. O da ne sunucu son parçayı da anons etti. Aman Allah'ın ben boşuna mı bekledim. Hemen elimdeki kâğıda meramımı yazdım ve sunucuya göndereceğim. Yanımda Torullular Derneği yöneticilerinden biri elime yapıştı. Aman hocam zaman bitti göndermeyin diye. Bende dedim ki; sevgili kardeşim, tüm yöre türkülerini dinledim ve davetiyede yazılı olan bu türküyü de bir Gümüşhaneli olarak dinlemeliyim deyince kabalaşarak; neden olayı provoke ediyorsun deyip beni susturdu. Peki değerli yönetici kardeşim; sen Trabzon Derneği'nin mi yoksa Gümüşhane Derneği'nin mi yöneticisisin? Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestrasında yedi tane Gümüşhaneli Devlet sanatçısı var. Peki, bu orkestra Gümüşhane'ye gelip konser verdi mi? Keşke bizde de böyle uyduruk bir fıkra atsaydık ortaya da bu orkestra gelseydi ilimize. Gümüşhane Gümüşhane olalı böyle zulüm görmedi. Ve geçen bilgisayarımın başındayım. Hayatta izlemediğim bir programı izliyor çocuklar. Çarkıfelek'te yarışmacı söyleyeceği harfi "Gümüşhane'nin G'si" diye kodlayınca Mehmet Ali Erbil dalga geçercesine "neyin nesi dedin" diye sordu küstahça. Yarışmacı tekrar Gümüşhane'nin G'si dedi ve bu seferde örtbas etti büyük (!) sunucu. Kim bilir tek bilgiye para veren tek yarışma olduğunu iddia eden Erbil Gümüşhane'yi Petagonya'da mı zannediyordu? Ve çocuklarımız, her şeyimiz, yarınları emanet edeceğimiz gurur abidelerimiz. Aysın Rafet Ataç ve Işıl Sema Doğan İlköğretim Okulu öğrencilerinin öğretimleri yanı sıra iyi bir eğitim de aldıklarını müşahede etme fırsatım oldu. Liman Kılıç ve Köksal Okur'u tüm öğretmen ve öğrencileri adına tebrik ediyorum. Neden mi yarınlarımızda bizler olmayacağız ve bu çocuklar olacak. Ve bu çocuklar Gümüşhane'yi temsil edecekler gittikleri yerlerde. Dışarıdan bu şehre gelen memur ve öğrencilere Gümüşhane'yi tanıtma problemi yaşıyoruz hepimiz. İki aş bir hane, işte Gümüşhane derken bile gülebiliyoruz. Bayburt bu yüzden her zaman bizlerden üç dört adım öndedir. Neden mi? İşte nedeni; il olmayı isteyen Bayburtlular öyle inanmışlar ki davalarına başarısız olmalarına imkân yok. Rahmetli Özal nerede bizim Bayburtlular orada. Özal kürsüde konuşuyor, Bayburtlular karşıda kocaman bir pankart açmışlar. "Bayburt'u il olarak görmek istiyoruz" diye. Ve başardılar, çünkü inandılar. Ya biz Gümüşhane adına ne yapıyoruz. Bayburt'un Ercan Saatçisi var bizim sanatçılarımız nerde? Galatasaray maçlarında tribünlerde asılan "Gümüşhaneli aslanlar" yazısı bile bu şehrin bir reklâmıdır. "Var mısın Yok musun" gibi bir boş programı bile yarışmacı olan Gümüşhaneli Vücut Geliştirme Şampiyonu Vehbi için seyrettiğimi itiraf edeyim. Ve ben hava durumunu Kanal D' den takip ediyorum. Neden mi? Çünkü Gümüşhane'yi ilden sayan tek kanal o da onun için. Ama son yıllarda kültürel tanıtım alanında çok güzel örneklere rastlıyoruz. Kültür İnsanı Sayın valimizin öncülüğünde Gümüşhane'nin tarihi ve kültürel yerlerini görme, Gümüşhaneli değerlerimizi izleme ve tanıma imkânı bulduk. O yüzden bu şehre çok şeyler kazandıran ve ufuklarını açan Kaya Büyükbayraktar'a, Ercan Çimen'e, Muammer Taş'a, Nadir Özer Kaya'ya, İsmail Akçay'a, Belediye Başkanımız Mustafa Canlı'ya, genç ve dinamik Yaşar Yılmazer'e, başarılı Kültür ve Turizm Müdürümüz Temel Yalçın'a saygı duyuyorum. Ercan Çimen'in Harşit Tur Şirketi ve Lüks Gümüşhane'nin ortaklığında bu şehrin ve Türkiye'mizin ve hatta yurtdışını görme ve tanıma fırsatları bulduk. Arabaların önüne asılan ve yurdu karış karış gezen arabaların önünde yazan GÜMÜŞHANE EKİBİ yazısı bile çok şey ifade ediyor bu şehir için. Ve şimdi o genç kardeşim için, yetişen ve yarın bizleri yönetecek olan çocuklarımız için, onları önce bu şehrn tarihi ve kültürel değerlerinden haberdar etmeliyiz. Eğitimde yakından uzağa ilkesi vardır. Yakınını bilemeyen uzakları hiç bilemez. Evet, sen Gümüşhaneli dernekte görev alan değerli kardeşim. Dernek bu şehrin tanıtımını kendine misyon olarak seçmemişse o zaman yazımın başında bu ili temsilen Ankara'da bulunan o öğrenci kardeşim bu tür sorulara daha çok muhatap olacaktır. Sahi soruyorum size; Gümüşhane nerede?
İSMAİL HAYAL