13 Aralık 2006 Çarşamba

Nostalji Ekranı

Buraya necefli maşrapa resmi de koyabilirdim aslında. Ama koymak istemedim. Demek ki istediğimi yapmakta ve yapmamakta özgürüm. Ben özgürüm, sadece özgürüm.

İstememek demişken, bu aralar canım da hiç yazmak istemiyor. Şimdilik sizi, arşivden kısacık, ufacık, tefecik, içi duygu dolu bir yazı ile baş başa bırakıyorum. Televizyonlar gibi boş kalan yerlere bundan böyle çok ilgi görmeyen ama eski bölümleri elimde kalan dizileri yayınlayacağım. Pardone, yazıları yayınlayacağım.

***

hep hüzne alışmış ya sevincin yabancı geldi yüreğime ...
seni yerine kimseyi koyamadığım herkesin yerine koymuştum.
başka şeyler farklı hisler aramıştım sende...
bulmuştum da...
gülleri sunmuştum gözlerine...
dilinden dökülen bütün sevgi dolu sözcüklere diz çökmüştüm...
ne olduysa, yine hüzne sevdalı kalmıştı yüreğim...
sensizlikler yakmıştım günde üç paket...
denize düşmüş izmaritlerin hikayesini yazmıştık ya beraber,
şimdi hepsinin hikayesi aynı bende...
deniz bakıp,
dalıp,
o , geceye sessizlik veren ışıkların büyüsüyle geçmişten konuşmuştuk ya...
artık geçmişten konuşamıyorum ben...
geçmiş hiç olmadığı kadar acı veriyor bana...
seni yazmışım aslında , o her gece okuduğum ancak adını koyamadığım şiirlerde...
mısra mısra sevmişim seni...
çıkar beklemeden, karşılık görmeden...
safça, temizce, delikanlıca...
şimdi senin kokun karışmış şiirlere...
yaşadığım herşeye senden bir parça karışmış...
sözlere bile sen sinmişsin...
seni unutmak istemiyorum...
ondan olsa gerek, sen olmasanda yanımda hala Seni Seviyorum...

2004 Mart(blog.arsiv)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder